18 Mart öncesi yazımda, Türk Deniz Kuvvetlerinin son deniz zaferini yazmıştım. Şanlı zaferimiz için, bu sene de her yıl olduğu gibi; rutin kutlamalarımızdan birini yaptık. Hani kutlamalarda silahı kapıp kimdi bu saldırganlar diye sokağa çıkalım demiyorum. Ama bu saldırının hangi haklı sebebe dayandığını da soralım istiyorum. Osmanlı Devleti 1’inci Dünya Harbinde, aynı zaman dilimi içinde, 7 cephede savaştı. Bu bir dünya rekorudur. Düşmanları ise başta İngiltere, Fransa ve Rusya idi. İngiltere Osmanlı ülkesine 3000 km uzakta. Ortak hiçbir sınırı yok. Saldırı için, haklı hiçbir anlaşmazlık yok. Harp öncesi İngiliz, Kıbrıs adasını yutmuş. Mısır’ı cebren işgal etmiş. Yani Osmanlı ülkesine seneler önce saldırmış. Ve sonra 2 Alman zırhlısını Boğazlardan geçirdin diye, Osmanlıya saldırmış. Netice 1 milyondan fazla şehit, 5 milyondan fazla gencimiz gazi, yani iş gücü envanteri dışına itilmiş. Ardından Yunan’ı Anadolu işgaline şiddetle itelemiş, kuvvetli destek vermiş. İstiklal harbimizde de bir o kadar şehit ve gazi. 8 senelik zaman aralığında bir ırk ve milletten bu kadar insanın öldürülmesi; insanlık suçu değil mi?!. Yani hepsini bir günde değil, taksitle 8 senede öldürmek, işlenen fiili suç olmaktan çıkarır mı? Dinlene dinlene cinayet!.. Tilki bile bir kümeste tavukları boğazlarken toptan yapamaz. Bu genel ve koskoca bir insanlık suçudur.
18 Mart 1915 öncesi, İngilizler Çanakkale şehrini ve sivil halkı defalarca bombaladı. Üzerinde beynelmilel hastane işareti konan askerî hastaneyi bombalarla ve içindeki hasta askerlerle cayır cayır yaktı. Kül etti. Bina halen ayaktadır. Duvarları şahitlik ediyor. Karaya asker çıkarma esnasında, ağır bombardımanla binlerce gencimizi yaktılar. Marmara’ya giren İngiliz denizaltıları, sivil deniz vasıtalarını binlerce yolcusu ile bilerek batırdılar.
Süveyş Kanal Harekâtında 20 tabur Osmanlı askerini Süveyş’i geçerken bilerek isteyerek esir almayıp Kızıldeniz’de batırdılar. Boğdular. Medine-i münevvere Müdafaasında, o mübarek beldeyi ve Sevgili Peygamberimizin kabrini defalarca bombaladılar. Mısır Seyd-i Beşir Esir Kampında 1500 esir Türk’ü dezenfekte edelim bahanesiyle, krizol maddesi dolu havuzlara itip, hepsini kör ettiler... İstanbul’un işgalindeki İnsanlık suçları bu satırlara sığmıyor. Savaş esnasındaki bu 7 cephede de, karşısındaki hep Türk kıtalarıdır. Bu tek taraflı Türk’e saldırı, bugün milletlerarası alana derhal taşınmalıdır!..
İsmail yağcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder